Kekemelikte Değiştirilmiş İşitsel Geridönüt (DAF-FAF) ve Kolay Konuş SpeechEasy
Bu yazımda kekemelikte, DAF, FAF ve SpeechEasy (kolaykonuş) teknolojilerinden bahsetmek istiyorum. Başta belirtmeliyim ki kekemelikte değiştirilmiş geridönüt kavramı çok genel bir kavram. Kısaca elektronik olarak konuşma sinyallerinin değiştirilmesi ve bireye farklı şekilde iletilmesi anlamına geliyor. Yani ikinci bir uyaran söz konusu. Böylece bir koro etkisi sağlanıyor ve birey konuşmasını farklı algılıyor. Bu durum akıcı bireylerde rahatsız edici olabilecekken akıcısızlığı olan bireyleri direkt akıcı hale getirebiliyor.
Peki MAF, DAF ve FAF ne demek? MAF, “Maskelenmiş İşitsel Geridönüt”; DAF, “Geciktirilmiş İşitsel Geridönüt” ve FAF, “Frekansı Değiştirilmiş Geridönüt” anlamına gelmekte.Etkililik çalışmalarında MAF’ın etkililiği çok da yeterli değil. Süre ve frekansta manipülasyonları içeren DAF-FAF uygulamaları hakkında ise pek çok çalışma var. Ancak bu manipülasyonların tam olarak ne olması gerektiği hakkında bir uzlaşı yok.
Bu teknolojileri çeşitli formlarda sunan bir çok şirket var. Sistem kabaca sinyal işlemcisi, kulaklık ve mikrofondan oluşuyor. En sofistike olanı ise SpeechEasy. Eskiden büyük stabil aletler mevcutken şu anki trend, Bluetooth’lu, taşınabilir ve hareketli aletler.
Etkililik çalışmalarını incelediğimizde akıcısızlıkları çeşitli şiddetlerde azalttığını, konuşmanın doğal algılandığı, yetişkinlerde daha etkili olduğunu ve konuşmanın doğal algılanmasını sağladığını görmekteyiz. Kimi vakalarda, okuma çalışmalarında anında pozitif etki görülmekte. Diğer yandan hangi vakalarda daha etkili olduğunu bilmiyoruz. Dahası şiddetli vakalarda etkili olmayabileceği bildiriliyor.
Bu arada 9 yaş altı çocuklar için bu sistemlerin etkililik çalışmaları yok. Terapi için kritik olan bu evrede yapılabilecek DAF uygulamaları etik sorunlara yol açabilir. Çocukların dil ve konuşma gelişimini aksatabilir.
Çalışmalar ağırlıklı olarak laboratuvar ortamında okuma kapsamında gerçekleştirilmiş ve dolayısıyla sonuçların doğal ortama genellenmesi problemlidir. Bazı kaynaklarda kullanımdan bir süre sonra adaptasyon etkisinden ve faydanın azalmasından bahsediliyor. Bazı vakalar işitme cihazı gibi düşünüp bunu kullanmıyorlar (Bu arada, demek oluyor ki işitme cihazları hala toplumsal olarak kabul edilmiş değil).
Sonuç olarak DAF uygulamalarında, çoğu bireyde tamamen olmasa da anlamlı bir düzelme söz konusu. Ama doğal ortamda etkililiğe ilişkin bulgular sınırlı. Uzun vadeli takip çalışmaları yetersiz. Etkililiğin sınırlı ve belirsiz olmasından ve maliyet-fayda dengesi bakımından akıcısızlığı olan bireylere bu sistemler önerilirken temkinli olunmalıdır.