Dil ve Konuşma Terapistliği Alanıyla İlişkili Alanlar
Hep düşünürüm, ne kadar çok işbirliği içerisinde olduğumuz alan var diye… Pek çok meslekte olduğu gibi DKT’de de başarılı olmak istiyorsak kendi alanımızda iyi olduğumuz kadar yan alanlar hakkında da yeteri kadar bilgi sahibi olmamız gerekmekte. Bu alanları listelelemek istedim. Muhtemelen unuttuklarım olacaktır. Sonrasında hep birlikte eklemeler yaparız.
DKT hangi alanlarla ilişkili?
- Tıp (temel bilimler, KBB, nöroloji, radyoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, psikiyatri, çocuk nörolojisi, çocuk psikiyatrisi, plastik cerrahi, genetik vb.)
- Fizyoterapi
- Diş hekimliği (ortodonti, çene cerrahisi, protetik diş tedavisi, pedodonti vb.)
- Özel Eğitim (zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler, yaygın gelişimsel bzk, öğrenme bozuklukları alanları vb.)
- Uygulamalı davranış analizi (ülkemizde henüz böyle bir anabilim dalı yok ama bu alanın DKT ilgili pek çok kesişen yönü var. Hatta bu konuda takip edebileceğiniz bilimsel dergiler bile var. DİLKOM’da bu konuda bir ders verilmekte)
- Türk Dili Edebiyatı-Türkçe
- Dilbilim ve ilişkili diğer alanlar (psikolinguistik, nörolinguistik vb.)
- Psikoloji (gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji vb.)
- Psikolojik Danışma ve Rehberlik
- Çocuk Gelişimi
- Fizik-akustik
- Hemşirelik
- Odyoloji (klinik odyolojisi, eğitim odyolojisi)
- İstatistik
- Ölçme ve değerlendirme, psikometri
- Sosyal antropoloji
- Eczacılık-farmakoloji (hizmet verilen grubun aldığı pek çok farmakolojik tedavi mevcut)
- Sosyoloji
- Eğitim
- Nörobilim
- ADİS’le ve yardımcı teknolojilerle ilişkili olabilecek alanlar (biyomedikal müh., bilgisayar müh., elektronik müh vb.)
- Sosyal Hizmetler
- İş-Uğraşı Terapistliği (OT) (Türkiye’de iş-uğraşı terapistlerine şiddetle ihtiyaç var)
- Güzel Sanatlar (müzik, diksiyon vb. konular. DİLKOM’da bu konularla ilgili dersler sunulmakta)
bu listeye belki “öğrenme bozuklukları” ve “görme engelliler öğretmenliği” gibi bazı spesifik özel eğitim alanları eklenebilir. teşekkür ederiz 🙂
hemen ekliyorum hatta benim de aklıma hemşirelik geldi. zira yenidoğanlarda ya da dudak-damak yarıklarında çok kritik roller üstlenmekteler…
Merhaba Emrah bey.
İlişkili alanlar içerisinde tanımladığınız Fizik-Akustik konusu ilgimi çekti. Bu konuda bilginize danışmak, size bir şey sormak istiyorum.
Fizik öğretmeni olarak frekans ve tını arasındaki farkı anlatırken öğrencilerde kavram yanılgıları oluşturmamak için konuyu titizlikle anlatmaya çalışıyorum. Farklı müzik aletleri aynı frekansta titreşmelerine rağmen farklı sesler çıkartırlar. Aynı kalınlığa, uzunluğa ve gerginliğe bağlı teller ( yani özdeş ) farklı kuvvetlerde vurularak titreştirildiğinde frekanslar farklı ancak tını aynı kalır diyoruz. Bu noktada her sınıfta olduğu gibi aşırı meraklı bir öğrenci;
-Ama hocam
diyerek derse katılır ve işte aynı soru geliyor diyorum içimden.
Soru şu:
-Peki hocam benim ses tellerim aynı olmasına rağmen ben sesimi inceltip kalınlaştırabiliyorum, bazen saz gibi bazen bass gitar gibi ses çıkartabiliyorum diye, soruyor.
ve sınıftaki diğer öğrencilerin kafasında oluşan soru işaretini o an görebiliyorum
Ben bu durumu şöyle açıklıyorum. Sese rengini tınısını veren tek şey ses telleri değildir. Sesi çıkartmak istediğimizde tel üzerinden geçen nefesin hızı, nefes borusunun kasılma durumu yani sesin yolu ve dilin konumu da etkileyebilir. Yani ses çıkartan organların durumunda değişiklik yaparak sazımızı gitar yapabiliyoruz şeklinde…
Umarım soruyu doğru özetlemişimdir.
Şimdiden teşekkürler.
Fatih Bey Merhaba,
Sesin titreşimi oldukça komplekstir. Çoğu ses simultane olarak çeşitli frekanslarda titreşim yapar. Diğer frekanslara harmonikler adı verilir. Bu harmoniklerin görece gücü sesin tınısını belirlememize olanak sağlamakta. Örneğin parlak bir ses ya da zengi bir ses… Tınıyı bildiğiniz üzere sesin rengi, kalitesi ve karakteri olarak tanımlıyoruz. Enstrümanda ilk oluşan titreşim enstrüman gövdesinde ve hatta diğer tellerde de bir titreşim yaratır. Larenkste de vokal foldların ürettiği titreşimler diğer yapılarda bir titreşime neden olur. Böylece tını, benzer şiddet ve perdeden gelen sesleri ayırt etmemize olanak sağlar. Bir örnek vereyim, bir kemanla kontrbas farklı algılanır, çünkü öncelikle gövde büyüklükleri farklıdır. Bu şekilde enstrümanlar birbirinden farklılaşır.
Larenkste kasların boyunda/geriliminde değişiklik yaratarak frekansı oluştururuz (örneğin krikotiroid kası). Diğer yandan larenks kasları, ses yolu, rezonatörler ve artikülatörlerden faydalanarak tınıda da dinamik şekilde bazı değişimler yaratabiliriz. Patolojilerde ise bu değişikliği yaratamayabilirsiniz.
Katkınız için teşekkür ederim.