Kekemelik ve İlaç Tedavileri
Kekemelikte farmakolojik tedaviler önemli bir konu. Konuşma bozuklukları konusunda birlikte çalıştığımız alanlardaki güncel literatürü takip etmek zorundayız. Bu konuda bildiklerimi ve düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Literatürde etkililik çalışmaları yapılan başlıca etkenler, haloperidol, risperidone, olanzapine, carmazepine, paroxetine, pimozide ve bazı kardiyovasküler ajanlardır. Bu listeye şüphesiz pek çok etken daha eklenebilir. Salt kekemeliğin, bazı vakalarda kısmen de olsa nasıl akıcı hale geldiğine ilişkin mekanizma da henüz tam net değil. Kimi vakalarda da herhangi bir etkisi yok. Bu arada akıcısızlıkları artıran etken maddeler de var.
Son yayınlar farmakolojik tedavilerin, kekemeliği ancak %50’lere çekebildiğini göstermekte. Şüphesiz belli etken maddeler eştanılar da varsa terapimizi desteklemekte. Ancak karar verirken hekimle birlikte iyi düşünmemiz ve maliyet/fayda analizi yapmamız gerekiyor, zira önemli yan etkiler mevcut. Bu arada henüz FDA onayı almamış, ancak öncekilere göre daha etkili bulunan etken maddeler de yok değil. Ama bu yeni tedaviler için de biraz sabretmemiz ve dikkatli olmamız gerekiyor.
Sonuç olarak hala kekemelik terapileri en önemli seçeneğimiz. Diğer yandan gerektiğinde diğer disiplinlerden, yazılımlardan ve hatta bazı cihazlardan faydalanmamız da gerekebililir. Başka deyişle diğer seçenekleri tek seçenek gibi görmemek koşuluyla önyargılı da olmamak gerekiyor… Ancak terapiyi yapan DKT’nin konuyu çok iyi bilmesi gerekiyor. Çünkü yapılan bir hata çocuğun kekemeliğinin kronikleşmesinde rol alabilir. Benim kendi eğilimim profesyonellik gereği çocukta bir ek bir sorun varsa bununla, -lisansım gereği ben de uğraşabilirim demeyip- hemen bir psikologa ve/veya çocuk psikiyatristine yönlendirmek ve hekimle iyi bir iletişim içerisinde olmak. Diğer profesyonellerle sürdürdüğümüz bu multidisipliner yaklaşım ve vakanın ihtiyacına göre sunulan esneklik her zaman sunduğumuz hizmetin kalitesini artıracaktır.
Merhabalar hocam,
Çocukluk travmaları sonucu oluşan kekemelikte ilaç kullanımı ve terapiyle düzelme oranları nasıldır? Konuşma terapilerinde düzelmelerin yaşla ilişkisi nedir?
yazılarınızın devamını bekliyoruz
kolaylıklar…
Merhaba Gülsüm Hocam,
Bu güzel sorularınız için teşekkür ederim. Psikolojik perspektifte tüm kekemelik vakalarında psikolojik belirtiler-olumsuz yaşantılar beklenir. Ancak aslında bu öyküler akıcılık bozukluklukları eğilimi olan kişide kekemeliğini tetikleyici rol üstlenmektedir. Her zaman da psikolojik bir faktör olmak zorunda değildir. Ancak kekemelikte pek çok ek sorun bulunabilmektedir.
Ben pratikte böyle bir vaka geldiğinde farmakolojik ya da psikoterapötik bir destek alması için gerekli uzmanlara yönlendirme yapıyorum. Diğer yandan terapi sürecinde de aile danışmanlığı ve çevrenin düzenlenmesine daha da fazla önem veriyorum. İlaç tedavilerinde ise başarı bireye göre çok fazla değişkenlik göstermektedir ve bahsettiğim üzere çoğu vakada yeterince tatmin edici değildir (Bu konuyla ilgileniyorsanız incelediğim güncel etkililik makalelerini size gönderebilirim). Diğer yandan bireyin duygudurumunun düzeltilmesi dolaylı olarak akıcılığı kısmen düzeltebilir ve terapilerin yolunu açabilir.
Terapilerine gelince şiddet, ek sorunlar, çocuğun yaşı ve kekemeliğe ilişkin tutumu gibi pek çok faktör başarımızı belirliyor. Örneğin etkililik çalışmaları bu terapilerin %93’lere kadar başarılı olabildiğini gösteriyor.
Yaş ve kekemelik terapilerinin başarısı konusunda gelince erken müdahale çoğu zaman büyük bir avantajdır (istisnalar var). Çünkü olumsuz tutumlar ve ikincil davranışlar başlamadan, şiddet artmadan gerilimli olmayan kekemeliğe müdahale etmek sorunla baş etmede bize harika fırsatlar sunar.
Saygılarımla,
EC
hocam merhaba, en yakın zamanda sizden bir randevu alacağım ama öncelikle sizden bilgi almak istiyorum. Kekemeliğin tanımı, sınırları tam olarak nedir bilmiyorum ama ben konuşurken bazen kekeliyorum. Çok nadir, hatta etrafımdaki insanlar böyle bir sorunum olduğunu dahi bilmiyorlar. Üniversite mezunuyum ve bugüne kadar onlarca yüzlerce kişinin karşısında sunumlar yaptım, hiçbirinde sorun yaşamadım. Üniversite hayatım boyunca hiç sorun yaşamadım bu konuyla ilgili ancak özellikle ailemin yanına gelince bu durum ortaya çıkıyor. Ev dışında bu sorunu yaşamıyorum. Bunu son zamanlarda daha da iyi fark ettim. Psikolojik olduğunun farkındayım ancak bir kere bile kekelediği zaman insan acaba tekrarlar mı diye düşünüp rahat olamıyor. Ve hayat kalitesini, insanın kendine olan güvenini azaltıyor. 23 yaşımdayım çocukluğumda böyle bir sorunum yoktu, hatta çok girişken ve konuşkan bir çocuktum gerçi hala öyleyim ama konuşma konusunda güvensizlik yaşıyorum ve sizden yardım istiyorum. teşekkürler…
Ahmet Bey Merhaba,
Öncelikle bireyin kekemelik tanısı alması için akıcısızlıklarını ne şekilde tanımladığı büyük önem taşır. Diğer yandan kekemelik konusunda deneyimli bir uzmanın da vakayı değerlendirmesi bir diğer önemli kaynaktır. Bu iki değerli bilgi sentezlenip bir karar verilir.
Kekemelikle normal akıcısızlık/dil sürçmesi arasında pek çok önemli fark vardır. Bu farklar, akıcısızlığın tipi, akıcısızlıkların birbirlerine oranları, şiddetleri, pek çok şekilde ortaya çıkan ikincil tepkiler ve bazı akustik farklar gibi çeşitli değişkenlerdir. Hatta kekemelikte tepki zamanı (RT)-ses başlangıç zamanı (VOT) gibi parametrelerde de farklılıklar bulunmaktadır. Kekemeliğe ilişkin akıcısızlıkları diğer akıcısızlıklardan ayırt etmekte büyük ölçüde sorun yaşamamaktayız.
Kekemelik bir psikopatoloji değildir. Ancak süreçte duygular önemli bileşenlerdir. Gözüken o ki isizin öykünüzde de duygular ciddi bir rol oynuyor. Ailenizin yanında bu sorunun artması irdeleme ihtiyacı duyacağımız bir konu. Bahsettiğiniz üzere kekemeliği olan bireyler sosyal ve mesleki yaşamlarında pek çok sorun yaşamaktadır. Sağlıklı şekilde çevreyle iletişim kurabilmek kişinin varlığıyla eş değer bir süreç. Bu bakımdan ayrıntılı bir değerlendirmeye ihtiyacınız var gibi gözükmektedir. Değerlendirme sonrasında ihtiyacınıza göre değerlendirme ve/veya terapi hizmeti sunulabilir.
Saygılarımla,
EC